Home Köşe Yazıları Yeşil Sayfa EKODesign Konferansı “Yeşil Motivasyon” Teması İle Toplandı

 

 Yapı-Endüstri Merkezi tarafından bu yıl 8’ncisi düzenlenen EKODesign Konferansı, 9 Nisan 2015 Perşembe günü, “Yeşil Motivasyon” teması ile AKG Gazbeton ana sponsorluğunda, Geberit konuşmacı sponsorluğunda, YAPI Dergisi bilgi ortaklığında, Arkitektbedriftene, ÇEDBİK, GYODER, İNDER, Türkiye İMSAD ve ULI Türkiye işbirliğinde YEM’de gerçekleştirildi. 8 yıldır yarattığı tartışma ortamı ve yayınları ile ülkemizde sürdürülebilir tasarım ve kentleşmenin önünü açmayı hedefleyen EKODesign, bu yıl da “Yeşil Motivasyon” kavramının çevresel, ekonomik ve toplumsal boyutları ile ele alındığı oturumlar birbirinden beslenen birçok disiplini bir araya getirdi.

EKODesign Konferansı’nda bu yıl, önümüzdeki dönemde şehirleri ve hayatımızı değiştirecek Yeşil Bina Yönetmeliği, akıllı kentsel dönüşümün hızlandırılmasında yeni bir model olan “Akıllı Şehir Projesi” gibi konular ele alındı. Sürdürülebilir şehirler adına bu önemli konuların yanı sıra mimaride motive eden, girişimci, ilham veren, yol gösteren önemli isimler de EKODesign 2015 kapsamında; kentsel strateji, yatırım, geliştirme, şehir planlama, yeşil bina, ekolojik ürün, enerji ve mimarlık uzmanları, ortak yaAnis+Abou+Zaki_Selcuk+Avcişam alanlarının korunması ve tasarlanması konusundaki deneyimlerini aktardılar.

Yapı-Endüstri Merkezi tarafından 9 Nisan 2015 Perşembe günü AKG Gazbeton ana sponsorluğunda, Geberit konuşmacı sponsorluğunda, Yapı Dergisi bilgi ortaklığında, Arkitektbedriftene, ÇEDBİK, GYODER, İNDER, Türkiye İMSAD ve ULI Türkiye işbirliğinde YEM Etkinlik Salonu’nda gerçekleştirildi. 8 yıldır yarattığı tartışma ortamı ve yayınları ile ülkemizde sürdürülebilir tasarım ve kentleşmenin önünü açmayı hedefleyen EKODesign, bu yıl da “yeşil motivasyon” kavramının çevresel, ekonomik ve toplumsal boyutları ile ele alındığı oturumlarla, birbirinden beslenen birçok disiplini bir araya getirdi.

Toplantının açılışını yapan YEM Etkinlikler Yöneticisi Zeynep Gülşen, gündelik hayatta bireysel ya da kamusal ölçekte her aksiyonun arkasında bir ya da birden fazla motivasyon olduğuna dikkat çekti ve bu anlamda bu yıl 8’incisi düzenlenen EKODesign Konferansı’nın temasını da ‘yeşil motivasyon’ olarak belirlediklerini söyledi.

 

Yapı-Endüstri Merkezi Genel Müdürü Tolga Türkanık ise YEM’in sürdürülebilir ve insan odaklı yapılaşma için, 1968 yılından bu yana yapı sektörünü buluşturan, sürdürülebilir yapılar ve yaşamlar için harekete kendi binasından başladığını ve devam ettiklerini belirtti. Yağmur hasatı yapılabilen, güneş panelleri ile enerji ihtiyacını karşılayabilen ve çatı aydınlatma tünelleri ile gün ışığından yararlanmayı düşündüğü çatı projesini de“YEM Yeşil Çatı Projesi Yarışması” sonucunda yapmayı planladığını ve bu örnek proje ile hem sektörün paydaşlarını buluşturan, hem de örnek projelere imza atan kimliğini bir kez daha altını çizeceğini belirtti. Yaşam alanlarının yapılanmasında emeği geçen her paydaşın, sürdürülebilirlik konusunda ufak tefek yapması gerekenler olduğunu düşünen YaBenny+Bottigerpı-Endüstri Merkezi, Fulya’daki Merkezinde bulunan YEM Kitabevi’nin elektrik enerjisini de, bahçesinde kurulu güneş ağacından sağlıyor.

Şehirleri ve Hayatı Değiştirecek Yeşil Bina Yönetmeliği EKODesign’da

Konferansın açılış sunumunu gerçekleştiren Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Enerji Verimliliği Daire Başkan Vekili Murat Bayram, yeni Yeşil Binalar Yönetmeliği ve hedefleri hakkında değerlendirmelerde bulundu. Bayram, Kamunun Özel Sektörü Motivasyonu: Yeni Yeşil Binalar Yönetmeliği başlıklı sunumunda, yönetmeliğin motivasyonunun da gönüllülük olduğunu vurguladı. Aralık ayında yayınlanan yönetmeliğin sektör temsilcileriyle yürütülen 2 yıllık bir diyaloğun ürünü olduğunu belirten Bayram, yasal bir çerçeve oluşturmanın hedeflendiğini kaydetti. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın sekreteryasının yürüttüğü yönetmeliğin diğer aktörlerini de farklı kurumlardan gelen 7 kişiden oluşan daimi komite, belgelendirme kuruluşları, belgelendirme uzmanları ve sürdürülebilirlik uzmanları olarak sıralayan Bayram; Bakanlığın sadece finansman problemlerini çözmek üzere bir köprü olarak bu zincirde yer aldığını sözlerine ekledi. Yönetmeliğin, bir sertifikasyon sistemi tanımlamadığını, bunu belgelendirme kuruluşlarına bıraktığını ifade eden Bayram, ancak tek bir sertifikasyon sisteminin oluşmasına müsait bir yapısı olduğunu ve asıl hedeflerinin de tek bir logo ve tek bir belgelendirme sistemine ulaşılması olduğunu belirtti.

Eskişehir Tepebaşı Belediyesi, İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nden Makina Mühendisi ve Enerji Yöneticisi Haluk Sevinçli ise sunumunda, koordinatörlüğünü de yürüttüğü ‘Tepebaşı Akıllı Kent’ projesinin gelişim sürecini anlattı. 23,8 milyon euroluk bütçeye sahip REMOURBAN Projesi kapsamında İspanya’dan Valladolid Belediyesi, İngiltere’den Nothingham Şehir Konseyi ve Türkiye’den Tepebaşı Belediyesi’nin seçtikleri bölgelerde ‘lighthouse city’ olarak örnek projeler geliştireceğine işaret eden Sevinçli; proje bütçesinden 5 milyon Euro’nun Tepebaşı’nda yapılacak yatırımlar için ayrıldığını söyledi. Bayram, enerji, ulaşım ve bilişim altyapısı olmArzu+Nuhoglu_Dr+Deniz+Aslanak üzere üç temel ayağı olan projenin 8 iş paketinden oluştuğunu belirterek; Tepebaşı için ayrılan bütçenin 3,8 milyon euroluk bölümünün bina iyileştirme ve ulaşım ayaklarında kullanılacağını ifade etti.

Motivasyonunu Doğadan ve İnsan Vücudundan Alan Projeler

Arkitektbedriftene’nin misarifi olarak konferansta konuşan Atelier Oslo ortaklarından Jonas Norsted, geliştirdikleri çözüm önerileri üzerinden ‘sürdürülebilir mimarlık nedir?’ sorusunu ele aldı. 10 yıllık genç ve küçük bir ofis olduklarını kaydeden Norsted, motivasyonunu doğadan ve insan vücudundan alan projelerinden örnekler paylaştı. Tasarımlarının temel hedefinin insanlara mutluluk vermek üzerinden şekillendiğini belirten Norsted; Venedik Bienali için gerçekleştirdikleri Transcribed Nature’de doğada insanlar için heyecan verici olan şeyin ne olduğunu bulmaya çalıştıklarını, Kroppsrom Pavilion’da ise çok karmaşık bir yapısı olan insan vücudunu mimariye nasıl dahil edebileceklerini araştırdıklarını söyledi. Yapı-Endüstri Merkezi’nde düzenlenen EKODesign konferasının ikinci bölümü ana sponsor AKG Gazbeton’un “Tasarım-İnşaat-İşletme” Üçgeninde Sürdürülebilir Malzeme oturumu ile başladı. Sunucu ve metin yazarı Göksel Bekmezci’nin kişisel sunumu, izleyicilere neşeli dakikalar yaşattı.

Bekmezci’nin sunumunun ardından Türk ve yabancı ödüllü mimarlar ile “ödüllendirilen mimarlık” tartışıldı. Foster + PartnersYAPI+Dergisi+Seckisi Ortağı aynı zamanda Ekolojik Tasarım ve Sürdürülebilirlik Direktörü Anis Abou Zaki ve Avcı Architects’in Projeler Direktörü Koray Tokdemir‘in bulunduğu diyalog bölümünde ödüllü projelerin sunduğu ekolojik çözümler masaya yatırıldı. Tokdemir, Avcı Architects olarak yaptıkları ödül alan projeleri içeren bir sunumu izleyicilerle paylaştı. Ankara’da bulunan ve tasarımı ile ödül alan Türkiye Müteahhitler Birliği binasının sürdürülebilirlik açısından önemli olduğunu belirten Tokdemir, müşterilerin isteklerinin sürdürülebilirliğe olan etkisinden bahsetti. Ekonomik kriz baş gösterdiğinde ilk vazgeçilenin sürdürülebilirlik olduğunu ifade eden Tokdemir, bunun yanlış bir yaklaşım olduğuna vurgu yaptı.

Tokdemir’den sonra sözü alan Anis Abou Zaki, artık dünyanın kaynaklarının azaldığını belirterek, sahip olduğumuz tek bir gezegenin olduğunu ve dünyanın kaynaklarının eşit bir şekilde paylaşılması gerektiğini kaydetti. Zaki, farklı alanlardan gelen insanların aynı tutkuyu paylaşmalarının ortaya her zaman iyi işler çıkarttığını anlatarak, sürdürülebilir tasarımın doğal kaynaklarla uyumlu olmasının öneminden bahsetti. Zaki, bir mimar olarak projelerini bitirdikten sonra müşteriler tarafından o yapıların en iyi şekilde kullanılıp kullanılmadığını kontrol ettiklerini söyledi. Zaki ardından sürdürülebilir projelerine örnekler vererek, katılımcılara sürdürülebilirliği anlattı.

Gaziosmanpaşa’ya Kentsel Dönüşüm Projesi

Zaki konuşmasında, İstanbul’un Gaziosmanpaşa ilçesinde, Gaziosmanpaşa Belediyesi ile yapılması planlanan dönüşüm projesinin detaylarını katılımcılar ile paylaştı. Gaziosmanpaşa’nın İstanbul’un yoğun göç alan ve ardından düzensiz yapılaşma ile büyüyen bir semti olduğunu belirten Zaki, İstanbul’un deprem riski bulunduğundan, gecekondulaşmanın ve çarpık yapılaşmanın bu bölge için bir tehdit oluşturduğunu ifade etti. Yenileme projesine çevresel ve sosyal kısmından başladıklarını İfade eden Zaki, projenin amacının kent yapısını iyileştirmek, yeni yerler oluşturmak, bir arada yaşayacak insanlara yeni sosyal hizmetler sağlamak olduğunu söyledi. Zaki, “Bölgeye yüzde 20 daha az enerji, yüzde 40 daha az su, yüzde 40 daha az atık üreten binalar yapmayı amaçlıyoruz” dedi.

Kentsel Peyzajda YaptıklarımıJonas+Norstedz Yapamadıklarımız

“Ödüllü Mimarlar – Ödüllendirilen Mimarlık” oturumunun ardından, “Kentsel Peyzaja Dair: Yaptıklarımız-Yapamadıklarımız” tartışıldı. Arzu Nuhoğlu Peyzaj Tasarım’ın kurucusu Arzu Nuhoğlu ile İTÜ Mimarlık Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. Deniz Aslan’ın konuşmacı olarak katıldığı bu oturumda, çeşitli peyzaj projeleri üzerinden “yapılanlar ve yapılamayanlar” konuşuldu. Türkiye’de kamusal alan kavramının “atık alanlar”dan oluştuğunu belirten Aslan, Karayolları Binası çevresinde yapılan uygulamanın kamusal alanı değil, bir “gösteri”yi tarif ettiğini kaydetti. Aslan, Türkiye’de kent peyzajında projelerde artık “büyüklük” kavramının öne çıktığını ifade ederek, “niş projeler” yapılması gerektiğini vurguladı. Kent peyzajında taleplerde istenenin hep “gösteriş” olduğunu dile getiren Aslan, “Gösteriş bir kenti temsil etmez. Kent gösteriş alanları değildir” şeklinde konuştu.

Nuhoğlu, Kanyon Alışveriş Merkezi’nin çevre düzenlemesi ve Şişhane Parkı özelinde verdiği örneklerle kamuya davetkar olunmasıi toplu taşıma ve katılım kavramlarını irdeledi. Nuhoğlu, kentin sahip olduğu her şeyi fakir görmenin, kent peyzajında hep bir abartıya, gösterişe neden olduğunu söyledi.

Geberit’in desteğiyle EKODesign 2015 konuşmacıları arasında yer alan Hasløv & Kjærsgaard Architects and Planners ortağı, Danirmarkalı mimar Benny Bøttiger, “Kıyı Bölgesinde Doğa ile Tasarlamak” başlıklı sunumunda, kıyı şeridinde ülkesel ölçekte gerçekleştirdikleri tasarım ve planlama çalışmalarını aktardı.

Bøttiger ve ekibi, kent-kıyı arasında geçiş alanı oluşturan, nitelikli ve kullanışlı kamusal alanlar yaratırken, iklim değişikliğinin neden olduğu deniz seviyesi yükselmesini ve günümüz gerçeklerini de dikkate alan bir tasarım yaklaşımı benimsediklerini ifade etti. Bøttiger sunumunda, su taşkınlarına karşı sahil şeridine yerleştirilen duvar benzeri önleyici elemanların nasıl yaratıcı kent mobilyalara dönüştürüldüğünü de gösterdi.

“Kırsaldan ders almak önemli çünkü orada kadim bilgiler var”

Sürdürülebilirlik, ekoloji ve feng shui üzerine çalışmalar ve araştırmalar yürüten Özgül Öztürk, bilgi ve tecrübelerini paylaşmak amHaluk+Sevincliacıyla dahil olduğu İTÜ Vakfı Toprak Yapılar Grubu ve Ortak Çalışma Günü grubundan bahsetti. İçindeki sürdürülebilirlik tohumunun 2008 yılında yeşermeye başladığını ve bu alanda uzmanlaşmak üzere çok sayıda çalıştaya ve eğitime katıldığını belirten Öztürk,”Tek başına mimar olarak sosyal etki yaratmak zor. Topluluğun ortaya çıkardığı enerji çok daha değerli” diyerek, farkındalık oluşturmak amacıyla düzenledikleri ortak çalışma günlerinden bahsetti.

40 bin köy için ortak yöntem: “Köyünü Yaşat”

Yrd. Doç. Dr. Ümit Arpacıoğlu ise, geleneksel yapım tekniklerinin sürdürülebilir bir çevre yaratmada iyi bir kaynak olacağını gösteren”Köyünü Yaşat” projesinin gelişim sürecini dinleyicilerle paylaştı. Müdür yardımcısı olduğu MSGSÜ Yapı Ugulama ve Araştırma Merkezi’nin hiyerarşiden uzak, dinamik bir birim olduğunu ifade eden Arpacıoğlu, merkez çatısı altında sürdürülebilirlik ile ilgili bir Ar-Ge çalışması yaptıklarını ekledi.

2008 yılında aldıkları AB Fonu ile Türkiye’deki birçok köyü dolaştıklarını ve buralardan çok şey öğrendiklerini söyleyen Ümit Arpacıoğlu, köylüler yararına başladıkları bu yolculukta, onlara gerçekten ulaşabilmek için “Köyünü Yaşat” projesini hayata geçirdiklerini belirtti.

Moderatörlüğünü YAPI Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Yasemin Keskin Enginöz’ün yaptığı “YAPI Dergisi Özel Seçkisi” oturumunda, Uygur Mimarlık Kurucu Ortakları Mimar Semra Uygur ve Mimar Özcan Uygur ise İstanbul Valiliği’ne bağlı İstanbul Proje Koordinasyon Birimi (İPKB)’nin “İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi” (İSMEP) adıyla eğitim yapılarının dönüşümünü konu alan “Yeşil Okul Projesi” hakkında bilgiyi İstanbul Valiliği Proje Koordinasyon Birimi (İPKB) Direktörü Kazım Gökhan Elgin ile birlikte verdi.

Türk Deniz Eğitim Vakfı’nın girişimiyle 2008 yılında açılan Piri Reis Üniversitesi’nin mimarı Kreatif Mimarlık Kurucu Ortağı Aydan Volkan, proje yöneticisi İŞTE Proje Yönetimi ve Mimarlık Hizmetleri Kurucu Ortağı Alev Akın ve projenin sürdürülebilirlik danışmanı TURKECO İnşaat ve Enerji Kurucu Yöneticisi Duygu Erten moderatör Yasemin Keskin Enginöz’ün sorularını yanıtladı.
Untitled-1

Translate »