Home Haberler Bizi Bazı Alışkanlıklarımızdan Mahrum Bırakacak Bazı İklim Değişikliği Gerçekleri

Sıcaklık, kışın düşecek

Koyunlar da tıpkı diger memeli türleri gibi sıcaklık degisimlerine oldukça hassas hayvanlar. Özellikle yün üretimi için kullanılan koyunların kendi vücut ısılarını terleyerek dengede tutmaları oldukça zorlasıyor, çünkü bu koyunlar kırkılmak için uzun süre bekletiliyor. Sıcak havalarda da koyunlar biyolojik olarak dengesizlesiyor ve yün üretemiyor. Iklim degisikligi ile sıcaklıkların artması, bu islemi özellikle kırsal alanda yapan çiftçiler için oldukça zorlastırıyor. Çogu çiftçi önlem olarak koyunları ıslatmayı denese de bu ise yaramıyor, koyunlar yünlerini uzatmıyor. Simdilik bulunan tek çare koyunları gölgede tutmak. Ama açıkta otlatılan koyunlar için de bu zorluk tasıyor. Eger durum böyle devam ederse kazak gibi yün giysilerin üretimi ciddi bir tehlikeye girebilir ve sıcaklıkların artması bizi kısın oldukça üsütebilir.

Balıkçılık masallarda kalabilir

Deniz milyonlarca yıldır birçok canlı türü için temel besin kaynaklarına ev sahipligi yapıyor. Özellikle balıkçılık insanların en eski çaglardan bu yana gıda ve gelir saglamak için kullandıgı önemli yöntemlerden biri. Küresel ölçekte ise balıkçılıgın yıllık ekonomik degeri 225 – 235 milyar dolara esdeger geliyor. Dünya üzerinde balıkçılık ve balık çiftlikleri ile geçimi saglayan kesimlerin % 85,5’i Asya kıyılarında, % 9,3’ü ise Afrika’da bulunuyor. Bu bölgeler ise, deniz seviyesinin yükselmesinden en çok etkilenen kıyılar olarak dikkat çekiyor. Ayrıca 200 milyon insan geçimini küçük ölçekli balıkçılık ile saglıyor. Ancak balıkçılıgın durumu hakkında pek iyi seyler söylenemez.Arastırmalara göre, dünya üzerindeki balık stoklarının % 85’i tükenmis durumda. Balıkların üreme kapasitesinin üzerinde avlanmanın bu durumda etkisi oldukça büyük. Ayrıca balıkçılıgın ana geçim kaynagı oldugu gelismemis ülkelerde de bu konuda yasaların bulunmaması da tahribatı arttırıyor. Son yıllarda yaygınlasan yasadısı balıkçılıgında sektöre 50 milyar dolar zararı oluyor. Deniz suyunun sıcaklıgının artması da, bazı balıkların göç etmesine neden oluyor.

Çikolata için çok sıcak

Çikolatayı kimin sevmedigini bilemem ama çikolatanın sıcagı sevmedigi kesin. 2011 yılında yayınlanan bir rapora göre 2030 ila 2050 yılları arasında artan sıcaklıklar nedeniyle kakao üretimi ciddi ölçüde azalacak. Çikolatanın ana hammaddesi olan kakao, aynı zamanda sıcaklık degisimlerine çok hassas bir bitki. Sıcaklıklarda en ufak bir artıs bile dogrudan olarak kakao ekinlerinin sonuna neden olabiliyor. Özellikle son yıllarda sert yasanan kuraklıklar nedeniyle yetistiriciler yeni ekin yaparken ve hasat dönemlerinde sıkıntı çekiyor. Her ne kadar kakaonun daha serin bölgelere yeniden ekimi yapılabilse de, 9 milyar dolar degerindeki kakao sanayisini önümüzde zor günler bekliyor.

Sörf için yeterli dalga yok

Uzun bir tahtanın yardımıyla, dalgaların üstünden kıyıya doğru kayarak yapılan sörf, özellikle kıyı bölgelerinde çok sevilen bir su sporudur. Derin sulardaki büyük dalgaların kıyıdan 90- 900 metre açıkta, kayaların ya da kumun oluşturduğu bir sığlıkta kırılarak, kıyıya doğru hareket ettiği her yerde sörf yapılabilir. Ancak ülkemizde de son yıllarda giderek yaygınlaşan sörf sporuna daha zirve noktasına ulaşmadan veda edebiliriz. Dalgaların ve kıyıların dengesinin bozulması, sörfü tarihe karıştıracak etkenlerin başında geliyor. Deniz seviyesi yükseldikçe kumsallarda oluşan erozyon dalgaların frekansını, yani hangi bölgede nasıl kırılacağını etkiliyor. Böylece sörfçüler dalgaların boyutunu hesap edemiyor. Denizlerin asidifikasyonu ise dalga oluşumlarında en büyük önemi taşıyan mercan kayalıklarını yok ediyor. Denizlerde oluşan şiddetli hava koşullarının etkisini ise bahsetmeye gerek yok sanırım.

 

Yağmur yoksa fıstık da yok

Bilindiği üzere, fıstığın yetişmesi için doğru zamanda doğru oranda sulama gerekiyor. Genellikle çiftçiler, sulama için yağmuru bekliyor. Ancak iklim değişikliği etkisiyle sıklaşan kuraklıklar ve ani seller fıstık üretiminin üzerindeki riski arttırıyor. Özellikle Antep fıstığı gibi yerel ürünler, sıcak hava dalgaları ve düşük yağışlar nedeniyle piyasada gittikçe azalıyor. Atmosferdeki karbondioksit yoğunluğunun artması da fıstık ekinlerinin gelişimini yavaşlatıyor, aynı zamanda fıstığın içindeki protein miktarını azaltıyor. Çoğu bilim adamına göre fıstığı kurtarmanın tek yolu genetik içeriği ile oynamak. Ama bunun da sağlık açısından ne kadar yararlı olduğu tartışılır. Anlaşılan şimdilik tek çare yeryüzünden tamamen silinmeden fıstığın tadını çıkarmak…

 

Translate »